"Beş yıl önceki yaşantınız nasıldı? On yıl sonrası için hayalleriniz, beklentileriniz ve yaşama dair hedefleriniz nelerdir?"
Uzun bir
aradan sonra yeniden bu seriye yazmaya karar verdim. Açıkçası bu yazının
kendimle de yüzleşmemi sağlamasını umuyorum. Herkese keyifli okumalar.
2016
yılında ben hayatımın ilk sınavına hazırlanıyordum. Bilen bilir o zamanlar TEOG
vardı. Pek stres yaptığımı hatırlamıyorum. Beynim o yıla dair anılarımı büyük
bir mutlulukla sildi. Birkaç masa başı ders çalışma karesi, sınav anına ve
sonrasına dair üç beş şey dışında unuttum gitti. Bellek ilginç şey doğrusu… Koca
sene göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Sınava girdim. Güya iyi bir puan aldım.
Ben hariç herkes memnundu. Sinir bozucu bir deneyimdi. Daha iyisini yapabileceğimi
biliyordum. Neyse işte bir yere yerleştik. Sonra lisedeki ilk derslerimin
birinde hocam zamanın su gibi akıp gideceğini söyledi. Öyle de oldu.
Yazdıklarıma bakarsak beş yıl önceki ben için tüm yaşantım bu sınavdan ve
süreçlerinden ibaretmiş gibi görünüyor. Başka şeylerden bahsedeyim. Mesela
gezmesini bilirdim. Bıkmadan yorulmadan gezerdim. Farklı insanlarla tanıştım.
Bol bol konuştum, görüştüm, tartıştım. Sık sık güldüm, çokça ağladım. Yalnız
çok gülen çok ağlar diye bir laf var ya yalan o. İnanmıyorum öyle olduğuna.
Fiziksel olmasa da ruhsal açıdan büyüdüm. Merak ettim, sorguladım. Kendimi
buldum, kaybettim. Okudum, yazdım. Zihnimi inşa ettim. Arkadaşlar edindim.
Bazılarıyla hala görüşürüz. Bazılarının izini kaybettim. Kişiliğim ve bilinç
düzeyim belirginlik kazandı. Bir çocuktan, ergene sonra da bir gence geçiş
yapmanın ne kadar sancılı bir süreç olduğunu hatırlıyor musunuz? Boş verin
cevap vermeyin. Laf olsun diye sordum.
Şimdi
üniversiteye yerleştim. Bakalım daha neler neler göreceğim? Zamanla öğreniriz.
Tabii bunun öncesinde de sınav, deneme, dershane, korona, uzaktan eğitim,
mezuna kalma, yeni hazırlıklar, plan, hedef, ders çalışma, sıkılma, devam etme,
bıkma, devam etme tarzı upuzun bir yolculuk var. Fakat ben sizi daha fazla
bunlarla sıkmayacağım. Okurken bile bunaldığınıza eminim.
Geçmişten ve bugünden bahsettiğimize göre artık geleceğe gelebiliriz.
Hayaller… Kimilerine göre abartıdan uzak, gerçekleştirilmeye müsait şeyler
olmalılar. Bu sayede ulaşılabilir biçimleri insanları mutlu eder. Ya da yine başkalarına
göre uçuk kaçık olmasında bir sakınca olmayan şeylerdir. Hayali bile mutlu
ediyorsa neden mutlu olmaktan çekinelim ki? Bir de bu düşünce biçimlerinin
yaşla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bence bu tamamen kişisel bir şey…
Hayallerime gelirsek aklıma gelenleri
sıralayayım. Mutlu, huzurlu bir Türkiye hayal
ediyorum önce. Şöyle masallardaki diyarlara benzeyelim istiyorum. Gerçekdışı
güzel olalım. Hayal bu ya her şey serbest… Önüme set çekmeye kalkmayın. Kocaman bahçeli bir
evim olsun istiyorum. Bahçeye su kaydırağı koyayım elbette havuzla beraber.
Sonra sırayla zıpzıp ve şu acayip salıncaklardan… Hani şu çalılardan yapılan
labirentler var ya onlara da bitiyorum. Kendi diktiğim bir ağaca ağaç ev
kondurmak da hayallerim arasında. Garip sinekkapan bitkilerinden ve baobap ağaçlarından
bol bol yetiştireceğim. Boyumca çiçeklerim olsun istiyorum. Bitkilere bakmayı
hiç beceremiyorum. O yüzden bu benim için süper olurdu. Şüphesiz atlar da
olmalı. Atlar harika yaratıklar hayallerimde mutlaka yerleri olmalı. Arka bahçemde
dünyadaki meşhur yapıların orijinal boyutları da yer almalı. Evet, arka bahçe
değil havaalanı mübarek. Ayrıntılara takılacak mıyız? Bu sefer değil. Hayal
kuruyoruz. Sevdiğim film setlerini de arka bahçemde görmeyi isterdim. Ne yani
Pisa kulesi’nin yanına süs havuzu mu koyayım? Tabii ki film seti koyacağım.
İyice uçmuşken sevdiğim bir ürünün fabrikasını da arka bahçeme ekliyorum. İşte
hayaller böyle olmalı. Fikri bile gülümsetmeli insanı.
Sırada
beklentiler var. Beklentilerim bazen umut dolu bazense tam tersi… Ama ümit
gençlikte olduğundan kendimi yüreklendirmeyi deniyorum. Başardığım da oluyor,
başaramadığım da. Vazgeçmek yok!
Hedeflerimden
biri gelecek on yıl içinde farklı bir ülkede yaşamak. En fazla beş yıl olmak
koşuluyla oranın kültürünü, insanlarını tanımak; kariyerime katkı sağlamak istiyorum.
Neden en fazla beş yıl? Çünkü ülkemi özlerim ve sömürebildiğim kadar bilgiyi bu
topraklarda işleme sokmak üzere geri dönmem gerek. Çalabildiğim tek bir müzik
aleti var. O da mızıka. İyi çalıyorum. Benimki c diatonik. Ama kromatik mızıka
çalmayı da öğrenmek istiyorum. Ben kendi mızıkamla blues, country, rock
çalabiliyorum(10 delik). Kromatik mızıkalar caz, Latin ve klasik müzik
çalabiliyor(12-14 delik). Üniversite bitmeden staj ve proje deneyimi elde edip
kendimi geliştirmek de hedeflerim arasında. Almanca’yı sular seller gibi
konuşmak istiyorum. Bunun üzerine de çalışıyorum. Bir hedeften çok istek ama
bir kitap yayınlamak isterdim. Kafamda bir kısmı kâğıda dökülmüş çılgın
senaryolar var. Tabii arz talep ve biraz da şans lazım… İçime sinen bir STK'de gönüllü çalışıp insanlara bir faydam dokunduğunu görmek istiyorum. Artık yağlı
boyada ustalaşmak da hedeflerimin içinde yer alıyor. Bol bol Bob Ross izlerim
artık. Soruyu bir daha okudum. Hedeflerimden biri de yalnızlığımı muhafaza
etmek. Bunu başarır mıyım bilmiyorum? Başarırsam huzuru on ikiden vurmuş olacağım.
Konuyu biraz açayım. Kendimi herkesten ve her şeyden soyutlamak değil amacım. Sadece
bir aile kurmak istemiyorum. Evlenmek, çocuk sahibi olmak bana göre değil.
Neden onca yükün altına gireyim ki? Üstelik yalnızlık beni hiç mi hiç rahatsız
etmezken… Hem ailedeki bireylere biçilen roller öyle yanlış ki bunu kabul
etmemi beklemeyin benden. Evet, herkes aynı değil. Ama dâhil olunan kurum aynı.
Birey değil ailenin bir üyesi oluyorsun. Olmuyorum işte hayret bir şey. Tamam,
bazılarınız beş yaşından beri gelinlik hayali kuruyor olabilir. Ama ben
kurmadım. Sen daha çocukken evleneceğim deyince tepki almıyorsun ben
evlenmeyeceğim deyince neden tepki alıyorum. Herkes kendi işine baksın. Bakın
bireyciliğim tuttu yine. Affedin sinirlendim. Reenkarneye inanmıyorum. Bana
verilmiş tek bir yaşam var. Tek beden, tek ruh ve tek şans… Hayatımla kumar
oynamayacağım. Ne derseniz deyin buna hiç niyetim yok.
Bana şans
dileyin. Yolun başındayım.
Yazınızı gülümseyerek okudum:) Karışık geçmiş bir beş yıl önce, geleceğe dair müthiş hayaller... Ayağı sağlam yere basan beklentiler, hedefler. Uzun yolculuğunuzda size bol şans diliyorum:)
YanıtlaSilİnsanları düşündürmek güzel şey ama gülümsetmek ondan da güzel :) Keyifli ufacık bir zaman geçirmenizi sağladıysam ne mutlu bana. Hepimizin hayalleri müthiştir bence. Yoksa neden hayal diyelim adına. Teşekkürler efendim, utandırıyorsunuz. Şans dilediğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum.
Silkorona, mezuna kalma, böyle bir sırada yazmışsın gibi, üniversite dediğine göre o zaman sen bu sene girdin üniversiteye, kutlarım, tebrikler, yurtdışı demişsin ya, o zamansa üniversitede önce olursa erasmuş yap veya mevlana, bitince de bursla yuksek lisans, sonra doktora, almanya da yapabilirsin belki bak, böyle olabilir ya da benzeri şekillerde, başka burslar var, vakıflar, undp gibi, fırsat olursa öğrenci iken work and travel olabilir :) işallah hepsi olur, ben de yaptım bunları ondan diyorum, sana bunları diliyorum, yaklaşık beş yıl içinde :)
YanıtlaSilYanıtla kısmına yazmamışım. Evet, doğru üniversiteli oldum artık :) Teşekkür ederim. Önerileriniz harika. Bu saydıklarınızdan birkaçı aklımdaydı. Ama yeni şeyler öğrenmek de fena olmadı doğrusu. Hatta bu yaz için bir planım var. İnşallah, ben de bunları gerçekleştirmeyi isterim. Bütün bu güzel dilekler için çok teşekkür ediyorum.
Sileveet hepsi olsun, olur ki çok isteyince :) anlatırsın belki ilerdeee :)
Silİnşallah olur gerçekten yürekten istiyorum. Çok isterim anlatmayı da :)
Sil